TÜRKLER ve ÇİNLİLERİN ODAĞI ‘ENERJİ’

TÜRKLER ve ÇİNLİLERİN ODAĞI ‘ENERJİ’

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Sürdürülebilir Enerji Anabilim Dalı tarafından düzenlenen V. Enerji Yönetimi ve Politikaları Çalıştayı’na konuk olan Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Yu Hongyang, Türk-Çin ilişkilerinde odak noktasının enerji olduğunu söyledi. Hongyang, Çin’in petrolde dışa bağımlılığının 2015 yılında yüzde 60,6’ya ulaştığını, bu nedenle yeni bir enerji güvenliği anlayışı oluşturacaklarını, yenilenebilir enerjiye yöneldiklerini aktardı.

Türkiye Enerji Güvenliğinde Güncel Konular: Çeşitlendirme Stratejisi ve Yerli Kaynaklara Dayalı Enerji Üretimi konulu çalıştay İzmir Ekonomi Üniversitesi Konferans Salonu’nda yapıldı. Çalıştaya, Hongyang’ın yanı sıra İEÜ Rektörü Prof. Dr. Can Muğan, TOBB Doğalgaz Meclisi Başkanı İbrahim Akbal, Başbakanlık Danışmanı Prof. Dr. Lütfi Akça, EGEGAZ Kurumsal İlişkiler Direktörü Aziz Camcı, İSKEN Genel Müdürü Dr. Sırrı Uyanık, ETKB Arz Güvenliği Dairesi Başkanı Murat Akkaya, Polat Elektrik Genel Müdürü Mehmet Salim Arslanalp, ESKO Enerji Genel Müdürü Cem Atılgan, EPDK Üretim, Rüzgar ve Güneş Grup Başkanı Dr. Refik Tiryaki, uSens Enerji Çözümleri Genel Müdürü Ufuk Yaman, Siemens Rüzgar Enerjisi Teknik Satış Müdürü Bilgihan Yaşacan katıldı.

‘Türkiye önemli bir ortak’

Etkinliğin ana konuşmacısı olan Hongyang, Türkiye'de kömür, hidroelektrik, doğalgaz ve yenilenebilir enerjiler alanında çok büyük işbirliklerinin olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye enerji alanında dönüşüm sürecinde bulunuyor. Çin Türk ilişkilerinin odak noktası da enerji haline gelmiştir. Çin, Türkiye'de enerji anlaşmaları yapmıştır. 22 milyon dolara kömür santrali, hidroelektrik projeleri 400 milyon dolara gelmiştir. Tuz gölünün altındaki doğalgaz projesi devam ediyor. Yenilenebilir enerjiler alanında Ankara'da Türkiye'nin en büyük fotovoltaik projesini hayata geçirmiştir” dedi.

‘Çin, yüzünü okyanusa çeviriyor’

Çin'in enerji politikalarını yeni ve çağdaş zemine taşımayı hedeflediğini belirten Hongyang, ülkenin rüzgâr ve güneş, biyokütle ve okyanus enerjisi kullanımına odaklanacağını söyledi.  Dünya enerji tüketiminin yüzde 23'ünü tek başına Çin’in kullandığını, bu alanda dışa bağımlılığın yüzde 60 düzeyinde bulunduğunu belirten Hongyan, Çin’in 2035 yılında en fazla enerji ithal eden ülke haline geleceğini, bu nedenle arz güvenliğini sağlama politikalarının odak noktaları haline geldiğini söyledi.

‘Türkiye yüzde 80 dışa bağımlı’

Çalıştayda konuşan TOBB Doğalgaz Meclisi Başkanı İbrahim Akbal da, dünyada tüketilen enerjinin yüzde 40'ının kömürden gerçekleştiğini belirtti. Enerjide tüm dünyanın dışa bağımlı olduğuna dikkat çeken Akbal, “Enerjimizin yüzde 80'inde dışa bağımlıyız. Avrupa da dışa bağımlı. Dünya ticaret dengesinde doğalgaz büyük oranda yer alıyor. 2023'te doğalgazın elektrik üretiminde katılımını azaltacağız. Bir yıl önce yüzde 38'ini doğalgazdan ürettik. 2014 yılında yüzde 40’ın üzerindeydi. 2023'te yüzde 20'li rakamlara çekmek gayreti var” dedi.

‘Enerji tüketiminde daha akıllı olmalıyız’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Arz Güvenliği Dairesi Başkanı Murat Akkaya da, “Elektrik tüketimine baktığımızda her yıl ekonominin yüzde 5 büyümesini sağlayacak enerji yatırımı yapmalıyız. Hazırlıklarımızı buna göre yapmamız gerekiyor. Enerji tüketiminde daha akıllı olmamız gerekiyor” diye konuştu.

‘Teknolojide geride kaldık’

Elektrik Üreticileri Derneği Üyesi ve İSKEN Genel Müdürü Sırrı Uyanık ise Türkiye’de kömürün yeterince kullanılmadığını, dünya genelinde yüzde 41 olan kullanım oranının Türkiye’de yüzde 28’lerde yer aldığını ifade etti. Uyanık, “Dünyanın linyit kaynaklarında 7. sıradayız. Yeterince linyit kaynaklarımızı değerlendiremedik. Hukuki sorunlar yanında tesislerin modernizasyonu sorunu var. Halkla ilişkiler yönetiminde kaynaklanan aksaklıklar var. Yeni teknolojiler ile kentlerin içinde bile kömür santralleri bulunuyor. Kömür santralinin yüzde 70'i çevre güvenliği yatırımıdır. Finansman ve teknoloji olduğunda kömürü temiz olarak şehrin içinde kullanabilirsiniz. Biz teknolojiyi geriden takip ettik. Üretim tesislerinde yaşanan sıkıntılardan dolayı haklı olarak kömürün kötü bir imajı oldu” diye konuştu.